Proje Adı
Yer
Yıl
Tür
Alan
Ekip
Üsküdar'da Mimar Sinan'ı Anmak Yarışması (Katılımcı)
Üsküdar, İstanbul
2021
25.000 m²
Kamusal
M. Taner Arıkan
Tania Feldzer Şan Turgay Yıldız
Umut Baran Karakuş Beyhan Mutlu
Sinan Terası tasarlanırken Büyük Usta’nın Boğaziçi’nde ve Üsküdar’daki eserlerinin farklı bir açı ve deneyimle gözlemlenmesi hedeflenmiş, bunun yanında Mimar Sinan’ın tasarımcı ve mühendislik dehası, yapısal tasarımın çıkış noktasını oluşturmaktadır.
Yapı 25 metrelik yarıçapa sahip dairesel formu ile deniz yüzerinde +12,45 kotuna uzanan bir yürüyüş platformu ve bu platformu taşıyan 11 cm çapındaki çelik elemanların bir araya gelmesi ile oluşturulmuştur. Yapısal unsurlar tasarlanırken çelik elemanların hafifliği ve birbirleri ile olan birleşim detayları ve ilişkileri bağlamında geçirgen, yapısal ve algı boyutunda hafif olması amaçlanmıştır.
Hafif çelik elemanların belirli bir ritim ve paternle bir araya gelerek bir tül etkisi oluşturmuş, yapının geometrisi oluşturulurken çevredeki tarihi yapıların özellikle kubbe yükseklikleri göz önünde bulundurularak, bu yükseklikleri aşmayacak şekilde tasarlanmıştır, Büyük Usta’ya atfedilen bu Anma Alanı ve Seyir Platformu Mimar Sinan’ın yenikçi bir tasarımcı ve dahi bir mühendis oluşu göz önüne çıkartacak şekilde, Üsküdar Meydanı ve kent ölçeğinde, anma kimliğine uygun bir görev üstlenmesi hedeflenmiştir.
Platformun başlangıcından en üst noktasına kadar uzanan 60m lik küçük seyahat belirli safhalardan oluşur.
İlk Safha-Meditasyon ve Yanlız Kalış-Çıraklık: Bu aşamada platformun taşıyıcısı olan çelikler daha sık aralıklarla yerleştirilmiştir, bu sebeple çevreden bir miktar soyutlanma, ilk deneyimlerin edinilmesi yavaş yavaş artan eğim ve basamakların sıklaşması, çıkılacak yolun ilerleyen aşamalarının daha çetin olacağının algılanması bu aşamada deneyimlenir.
İkinci Safha-Yol Alış-Kalfalık: Bu safhada yüksekliğin artması ve aralıkların açılması ile görüş alanı nispeten artmış bunun yanında çok da fazla olmasa da bir yolda ilerlemenin zorluğunu hatırlatan eğimli bir patikada ilerlendiği hissedilir. En büyük efor bu safhada verilir.
Üçüncü Safha-Zirveye Varış-Ustalık: Bu safhada her adımda görüş daha artar, etraftaki renkler ve sesler netleşir artık bizi kısıtlayan ve boyumuzu aşan bir demir perde yoktur. Bu safha tüm seyahatin meyvesinin yendiği hem karşı kıyılardaki hem de bulunduğu semtteki tüm doluluk ve boşluklara farklı bir açıdan bakıldığı ve daha iyi anlaşıldığı, algılandığı bir safhadır.
Daire şeklindeki proje, kent mekanının üzerinde gezinti imkanı sunmaktadır, geometrisinden kaynaklanan farklı bir boyut, çevreyle yankılanan farklı bir seslilik oluşturmaktadır.
Proje platforma çıkan kullanıcılara, bulundukları yerle aralarına mesafe koymaya, semte daha farklı ve geniş bir bakış açısından bakmaya imkan sağlamaktadır.
Sinan Üçgeni’ni oluşturan üç biricik yapının giriş alanlarında 25 metre yüksekliğinde direkler yerleştirilmiştir, bu Işıklı göstergelerin Mimar Sinan’ın tüm yapıtları yanına yerleştirilmesi hedeflenmekte bu sayede hem “Sinan Üçgeni”ndeki hem de boğazın diğer tarafındaki eserlerinin daha kolay farkedilmelerini ve bulundukları çevreden ayırt edilebilmelerini sağlanması hedeflenmektedir.
Proje, üç boyutta birbirine eklemlenen hafif çelik elemanların birleşimi ile kendisini ortaya koyuyor.
-
Öncelikle daire formunda mükemmelliği arayan felsefi boyut, insanın kentteki sosyal varoluşuna uyumlu ölçülerle tasarlandı. Daire şeklindeki platform, Mimar Sinan çarşısının, Şemsi Ahmet Paşa ve Mihrimah Sultan külliyelerinin görülebilmesi için on derecelik bir açı etkinlik alanından 10m yükseklikte oluşturuldu. Böylece semtin siluetinin kentin gürültüsünden uzakta,daha dingin bir haleti ruhiyeyle algılanmasına imkanın sunuyor.
2) Topografik ve fiziki boyut, semtin tarihsel-güncel gerilimini gidermek amacıyla üç farklı ölçekte, kent mekanı ölçeğinde, Üsküdar semtinin ölçeğinde ve ortak kullanım ölçeğinde tasarlandı.
Kent mekanı ölçeğinde, daire şeklindeki platform ve tül formundaki çelik taşıyıcı dikmeler halihazırda varolan yapılarla uyum içerisinde boğazdan görülür.
Semt ölçeğinde “Sinan Üçgeni”yle birleşecek sembolik bir yaklaşıma sahiptir. Denizin üzerinde yakın zamanda kurulan dolgu alan içinde yer alacak platform, halihazırda boğaza uzanan yapının üzerinde baskın olmayacak bir konum seçer.
Ortak kullanım ölçeğinde, çeşitli kullanım biçimlerine açık olacak şekilde denize açılan « opus sectile » sembolleriyle düzenlenmiş bir zeminde yükselen bir amfitiyatro tasarlanmıştır. Meydanın batı tarafında, Mimar Sinan’nın eserlerine ayrılmış bir sergi mekanı Şemsi Paşa Külliyesi’nin yanındaki kütüphaneye doğru belirir. Projenin genel mantığındaki daire biçimindeki bakışı devam ettirir. Bu Sergi mekanı kalıcı ve geçici sergilere ev sahipliği yapacak, sadece bu alanda değil sökülüp çıkarılabilir yapısı ile istanbul genelinde tüm Sinan yapılarına komşu alanlarda kurulabilecek bir pavyon olma özelliği barındırır.
3) Söz konusu üç ölçeğe eklemlenecek tarihsel bir boyut bulunur. Söz konusu boyut öncelikle suyun semtin tarihsel arkaplanındaki unutulmuş rolüne odaklanır. Dolayısıyla projemizi geçmişte suyun üstünde bulunan deniz hamamların bulunduğu mekanda tasarladık. Yapısal olarak kolonlar Üsküdar’ın geçmişteki kazıklar üzerine inşa edişmiş deniz hamamlarının yapılış biçimlerini çağrıştırır.
1
Sinan Terası ; Üsküdar Meydanı ve Boğaz’da yer alan Sinan yapılarını geniş bir panorama ile görmeye olanak sağlıyor.
2
Sinan Terası, Boğaz cephesinden bakıldığında Üsküdar Meydanı’nda yer alan yapılarla görsel iletişimi sınırlamadan olabildiğince şefaf ve narin bir şekilde sahile ilişiyor.
3
Anma Alanı; Seyir terasının merkezinde anfi-tiyatro şeklinde oluşturulmuş, belirli sayıda katılımcının yer aldığı kültürel, anma, toplanma amaçlı kullanım hedeflenmiştir. Daha geniş çaplı etkinlikler anma alanının girişindeki etkinlik alanında yapılması planlanmıştır.
Mimar Sinan ve Dönemi Pavyonu; Mimar Sinan’ın eserleri ve 16. yy Avrupa ve Osmanlı Coğrafyası’nda bulunan çağdaşları ile ilgili bilgi ve görsellerin yer aldığı geçici ve kalıcı sergi ünitelerinden oluşmaktadır. İstanbul’un bu bağlamda irili ufaklı tüm meydanlarında hizmet vermesi amaçlanmaktadır.
KIYI STRATEJİSİ
Tarihsel panaromada meydanın, daha fazla kullanım alanı yaratılması açısından 20.yüzyılın başlarından günümüze kadar dolgu alanlarla genişletildiği görülmektedir. Projemiz kıyı hattı için yeni bir geometri önerse de özellikle Şemsipaşa Kütüphanesi yapısının yalı özelliğinin bozulmaması açısından onaylı belediye projesindeki kadar geniş bir dolgu işlemi yapılması doğru bulmamaktadır. Bu sebeple sahilin bu kısmının dar bir geçiş olarak kalması önerilmektedir.
Bunun yanında, Anma Alanı’nın bulunduğu sahil hattında kullanıcılar ve Boğaz ilişkisi daha güçlendirilmesi hedeflenmiş, bu sebeple meydan teraslarla deniz seviyesine kadar kademeli olarak indirilmiştir. Bu sayede su ve kullanıcı arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi sağlanmıştır.
POTANSİYEL MEYDANLAR-YAYA VE ARAÇ TRAFİĞİ YOĞUNLUĞU-TOPLU ULAŞIM AKTARMA AĞI- BOĞAZ AKSI YEŞİL ALANLARI- PROJE ALANI
Sinan Üçgeni içerisinde potansiyel irili ufaklı boşluklar barındırır. Özellikle en büyük yaya trafiğinin yaşandığı Mimar Sinan Çarşısı- Balık Pazarı- Vapur İskelesi Aksı zaman zaman daralan zaman zaman genişleyerek küçük meydanlara dönüşen bir karakterdedir. Bu sınırlı büyüklükteki alanlar bir anma alanına dönüşme potansiyeli barındırsa da Mimar Sinan’ı Anma Alanı kurgulanması için ‘Üçgen’ içindeki en elverişli alan değildir. Meydan genelinde metro çıkışları-deniz kara ve yaya yollarının örüntüleri incelendiğinde tüm bu aksların yanıbaşında ama onlarla kesişmeyen, kent bütününün algılandığı, Boğaziçi ile arasında bir engel olmadan düzenlenebilecek, yeterli sayıdaki ziyaretçi ile hem anma hem potansiyel kültür-sanat etkinliklerinin yapılabileceği bir alan kurgulanması hedeflenmiş bu sebeple ‘Anma Alanı’ olarak Vapur İskelesi-Şemsipaşa Kütüphanesi arasındaki sahil alanı proje alanı olarak seçilmiştir.
Boğaziçi’nden Salacağa kadar uzanan kıyı hattındaki yeşil hat Süküdar Meydanı’nda kesilmektedir. Projede bu yeşil hattın devamlılığının sağlanması hedeflenmiştir.
YEŞİL KORİDOR
Sahil hattında yer alan yeşil bantın devamlılığının sağlanması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda alan içerisinde geniş yapraklı ve gölge sağlayacak ağaçlar kullanılmış, oturma ve dinlenme alanları bu bölgelerde yerleştirilmiştir.
Alan içinde yer alacak ağaçlar zeminle hemyüz şekilde yerleştirilmiş beton saksılar içine yer almaktadır.